11 Mayıs 2012 Cuma

KAYSERİ EVİ /BEŞTEPELER


Kayseri Mantısı ve Mantının Tarihi

© 2011 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır.
 
Kayseri Mantısı ve Mantının Tarihi
Mantının Tarihi
Mantı denilince birçoğumuzun aklına ilk gelen şehir Kayseri oluyor şüphesiz.Peki nedir bu Kayseri mantısının özelliği?Kayseri mantısının özelliklerinden bahsetmeden önce şunu belirtmekte fayda var ki, Kayseri´de geleneksel olarak yapılan ve en çok bilinen klasik “Kayseri mantısı” dışında da birçok farklı tipte mantı yapılıyor. Börek çorbası, (mantı çorbası olarakta biliniyor) Şebit, Yağ mantısı, Piravu, Tepsi mantısı,Paşa, Çerkez bunlardan bazıları. Herbiri farklı içlerle ve kapatma tipleriyle değişik şekillerde pişirilerek hazırlanıyor.
Bazı araştırmalara göre mantı sayısının 36 civarında olduğu söylense de klasik ve geleneksel olarak en çok bilinen ve yapılanı etli olanıdır.
Kökleri Çin´e uzanan ve Orta Asya Türkleri tarafından Anadolu´ya getirildiği düşünülen mantı, kelime olarakta Çin-Kore kökenli “mantou” dan gelmektedir.
Orta Asya´da 13. yüzyıldan ve belki de daha öncesinden beri bilinen mantı,15. yüzyıl Osmanlı mutfağınında en gözde yemeklerinden biriymişyle ki, Fatih Sultan Mehmed´in sabah sofraları için haftanın beş günü mantı pişirilirken, 16. yüzyıl II.Beyazıt döneminde de Topkapı sarayının sonbahar yemekleri listesinde yeralmış. Ancak mantı, günümüzdekinden farklı olarak Osmanlı mutfağında, nohut vb. bakliyat eklenerek buharda pişirilerek hazırlanıyormuş.

© 2011 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır.
Kayseri Mantısının Özellikleri :
Kayseri mantısının en önemli özelliği, oldukça küçük kapatılmasıdır.Bunun öüsü, eskiden beri söylenerek günümüze kadar gelmiş olan “bir şimşir kaşıkta kırk tane mantı” olarak belirlenmiştir.Eskiden evlenecek olan genç kızlar için bu öü bir tür sınav olarak yapılırmış.
Bende bunu denedim oldu ancak herseferinde kaşığa kırk tane sığdırmaya çalışacağımdan hiç emin değilim =)

© 2011 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır.
Bir başka özelliği ise diğer mantılardan farklı olarak kıvamı daha suludur.Bunun için mantının kaynatıldığı suya, salça ve yağ önceden konularak mantıyla birlikte pişmesi sağlanır.Servis yapılırken suyuyla birlikte yapılır.
Birçok Kayseri´li mantıda Reyhan (fesleğen) baharatı kullanırken, Kayseri mantısının olmazsa olmaz baharatlarından biri de Sumak´tır.
Ayrıca çok belirgin ayırt edici bir özellik olmamakla birlikte, mantı hamurunun fırınlanmadan ve iç harcın kavrulmadan yapılabileceği de söylenebilir.
Bunlarla birlikte mantı konusundaki şahsi fikrim sorulacak olursa şunları eklemek isterim:
Öncelikle hazırlamış olduğunuz herhangi bir mantının, yukarıdaki özelliklere sahip olsun ya da olmasın büyük bir emeğin sonucu olduğu düşünülecek olursa, adının çokta önemli olmadığını hatırlamanızı dilerim.
Diğer yandan mantı hazırlarken, hamuru ince, iç harcını mümkün olduğunca çok tutmanızın besleyici olması açısından en doğru yöntem olduğunu söylemekte yarar var.Maalesef günümüzde piyasada satılan birçok hazır mantı çeşidi, sadece hamurdan ibaret olmakla birlikte, besleyici özellikleri de yok denecek kadar azdır.Aynı şekilde evlerde hazırlanan iç harcı az konulmuş kalın hamurlu mantılarında durumu çok farklı değildir.
Pişirme suyuna ekleyeceğiniz haşlanmış nohut ya da yeşil mercimekle mantınızın besleyici değerini arttırabilirsiniz.
Ayrıca sarmısaklı yoğurt üzerine gezdireceğiniz yağı yakmamaya dikkat ederken, tereyağı yerine zeytinyağı kullanmanızında kalori miktarı açısından çok daha sağlıklıolacağını hatırlatmak isterim.
Sizlerde biraz emek ve sabırla, birçok besin grubunu içerisinde bulunduran ve bunlarıöülü olarak usulüne uygun biraraya getirdiğinizde besleyici değeri yüksek olan mantılar hazırlayabilirsiniz. Mantı yapmayı öğrenmek ve uygulamak isteyen herkese kolay gelsin diyerek tarife geçiyorum.

© 2011 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır.
4 kişilik :
Malzemeler :
Hamur için :
300 gr elenmiş tam buğday unu (2 su bardağı)
1 yumurta 
1 tatlı kaşığı tuz
Yarım su bardağı ılık su
(Ununuzun su kabul etme oranına göre, suyu bir miktar arttırıp ya da azaltabilirsiniz)
Harç için :
300 gr dana kıyması
1 kuru soğan (çok ince doğranmış)
4 çorba kaşığı zeytinyağı 
Reyhan (fesleğen), karabiber,kekik, pul biber tuz
Yoğurt Sosu için :
300 gr yoğurt
3 diş sarımsak (ince kesilmiş ve ezilmiş) 
1 çay kaşığı tuz
Salçalı Sos için :
4 çorba kaşığı domates salçası (2 çorba kaşığı su ile inceltilmiş)
4 çorba kaşığı zeytinyağı ya da tereyağ
Üzeri için :
Sumak
Hazırlanışı :
 
Unu geniş ve cam bir kaseye eleyerek koyun.Tuzunu dökerek unun ortasını açın.Suyu ve yumurtayı ekleyin.Etrafındaki undan azar azar alarak sert ve ele yapışmayan bir hamur elde edene kadar yoğurun. Yuvarladığınız hamuru nemli bir mutfak beziyle üstünü kapatarak 30 dakika dinlendirin. 
Bu arada iç harcı hazırlayın.
 
Zeytinyağında soğanı 5 dakika soteletin.Kıymayı ilave edin ve birlikte 5 dakika daha pişirin.Baharatlarını ilave edip bütün malzemeyi karıştırarak ocağı kapatın.
Dilerseniz iç harcı çiğ olarakta hazırlayabilirsiniz.
Dinlenen hamuru 2 eşit parçaya ayırın ve ilk parçayı oklava ya da merdane yardımıyla yufkadan çok az kalın açın.Diğer hamur nemli bezin altında beklesin. 


Açtığınız hamuru 1,5 cm.lik kareler halinde kesin.Hamurların üzerine kıymalı harçtan koyun ve dört köşesi birleşecek şekilde kapatın. Sonra diğer hamuru da aynı şekilde hazırlayın.

Dilerseniz bu haliyle dilerseniz 10 dakika kadar 180 derecede fırınlayarak pişmeye hazır hale getirin.

© 2011 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır.
Mantıları pişirmek için kullanacağınız tencereye 1lt su koyup kaynatın.Mantıları kaynayan suya atarak pişirin.Mantıların piştiğini suyun üstüne doğru çıkmaya başladıklarında anlayabilirsiniz.Bu süre yaklaşık olarak 10-15 dakikadır.Bu aşamada Kayseri mantısının usulüne uygun yapmak istiyorsanız mantılar haşlanmaya başladıktan 5 dakika sonra, bir tavada 2-3 dakika pişirdiğiniz domates salçası ve zeytinyağı ya da tereyağını kaynayan suya ilave edin.5 dakika daha pişirin.Eğer sulu bir kıvam istemiyorsanız, mantıları 10-15 dakika haşladıktan sonra suyunu süzün ve servis tabağına alın.Salça ve yağdan oluşan sosu döküp üstüne sarmısaklı yoğurt ilave edin.
Sumak serperek servis yapın.Dilerseniz ek olarak maydanoz ve nanede kullanabilirsiniz.

© 2011 benimyemekkitabim.com - Tüm hakları saklıdır.
Afiyet Olsun 

30 Mart 2012 Cuma

Develiden görüntüler


Kapadokya`nın başkenti: Kayseri
Kayseri 5000 yıla uzanan tarihi boyunca Anadolu'nun cazibe merkezlerinden biridir. Kuzey ile güneyi, doğu ile batıyı birbirine bağlayan yolların kesişme noktasında yer almış ve bir çok milletler için stratejik bir konuma sahip olmuştur. Bu milletler günümüze ulaşsın ulaşmasın eserleri ile Kayseri'yi ihya etmekten kaçınmamışlardır.
Kapadokya`nın başkenti: Kayseri
Kayseri ovasında tarih öncesi ve tarih çağlarındaki yerleşmeyle ilgili en önemli bilgiler, Kültepe Höyüğü'nde (Kaniş-Karum) yapılan kazılar sonucu elde edilmiştir. Bu höyük, İç Anadolu'daki en büyük höyüklerden biri olup, eldeki bilgilere göre, yalnız Kayseri'nin değil, Anadolu'nun da geçmişini aydınlatması bakımından çok önemli bir yerleşmedir.

Kayseri ve yöresinde yapılan bilimsel çalışmalar ışığında, yerleşmenin başlangıcı M.Ö. 3. bin yılın ortalarına kadar uzanmaktadır. Kayseri’nin 21 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Kültepe ise M.Ö. 4000 yıllarından (Kalkolit Çağ) başlayarak Roma Devri sonuna kadar daima yerleşim merkezi olmuştur. Kültepe’den başka, Yahyalı’nın Eğriköy ve İncesu höyükleri de aynı devir yerleşmelerine işaret etmektedir.

Kapadokya`nın başkenti: Kayseri
Tarihi boyunca, bazı göçler ve savaşlar sonucu kesintiler olmakla beraber, höyükte sürekli bir yerleşmenin var olduğu şüphe götürmez.  Ancak bugünkü Kayseri’nin ilk yerleşim bölgesi ise şehrin 2 kilometre güneybatısında yer alan Eskişehir de denilen bölgede kurulan M.Ö. XI. yüzyıl ortalarında Kaniş’e paralel olarak, yöredeki en önemli yerleşme olarak Mazaka tarih alanına çıkar. Mazaka Tabal Krallığı'nın kurulduğu yerdir. Tabal Krallığı'nın yıkılmasından sonra, bölge, Kilikya, Med ve Pers yönetimine girmiştir.

Perslerin Lidyalıları yenmesiyle birlikte, M.Ö. 550'de bütün Anadolu ve Mazaka da Pers hakimiyetine girmiş ve Kapadokya'nın büyük satraplığının merkezi yapılmıştır. Makedonyalı İskender yönetiminden sonra yörede kurulan Kapadokya Krallığı döneminde adı "Eusebia" olarak değiştirilmiştir.
Kapadokya'nın Roma'ya bağlanmasından sonra İmparator Augustus zamanında ona izafeten "Caeseria" (Kaseria) olarak adlandırılmıştır (M.Ö. I. yüzyıl). M.S. III. yüzyılda Sasanilerin saldırısına uğrayan Kayseri, çeşitli dönemler geçirmiştir. Şehir IV. yüzyılda tamamen Hristiyanlaşmıştır. Roma İmparatoru Theodosius zamanında oldukça zarar gören kent Justinianus zamanında ise tekrar büyük imar görmüş, Roma dönemi surları daraltılarak yem surlarla çevrilmiştir.

Kayseri, Bizanslıların elinde iken VII. Yüzyıldan itibaren kısa sürelerle (690-785 yıllarında) Araplar tarafından zapt edilmiştir. 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Selçuklulara tâbi Danişmentliler tarafından fethedilen şehir, 1127 yılında Danişmentlilerden Emir Melik Mehmet Gazi'nin eline geçmiş, oğlu Melik Mehmet zamanında ise beyliğin başkenti olmuştur. 1169 yılından itibaren Anadolu Selçukluları, Kayseri ve civarındaki bütün kaleleri alarak buraları Selçuklu Devleti'ne dahil etmiştir.
Kayseri, 1243 yılında Moğol istilasına uğramış, 1335 yılma dek, önceleri kısmen Selçuklulara tâbi olmakla birlikte esasen Moğol-İlhanlı hâkimiyetinde kalmıştır. Moğollar bu tarihler arasında Anadolu'da büyük katliamlar yaparak bölgeyi yağmalamışlardır. 1330'lu yıllardan itibaren, Eretnaoğulları Beyliği'nin daha sonra Kadı Burhaneddin Devleti'nin önemli bir merkezi olan Kayseri, XV. yüzyıl başlarından itibaren Karamanoğullarının idaresi altına girmiş ve Karamanoğulları, Dulkadiroğulları arasında pek çok kez el değiştirmiştir. Nihayet 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet şehri Karamanoğulları’ndan alarak Osmanlılara bağlamıştır. Osmanlı idaresine katılan Kayseri, yeni teşkil eden Karaman eyaletine bir liva olarak bağlanmıştır.
XIX. yüzyılda Osmanlı büyük reformlara sahne olmuş bir çok alanda yenilikler görülmüştür. İdari reformlar sonucunda 1867'de yürürlüğe giren Vilâyet Nizâmnâmesi'yle Kayseri Sancağı, Ankara Vilayeti'ne bağlanmıştır. 1908'de II. Meşrut-yet'in ilanından sonra yine Ankara'ya bağlı olan Kayseri'nin 2 kazası, 1 nahiyesi ve 181 köyü bulunmaktaydı. Bu dönemde müstakil bir mutasarrıflık olan Kayseri, Cumhuriyetle birlikte 1924 Anayasası çerçevesinde "vilayet" olmuştur. 1928'de Kayseri; Merkez, İncesu, Bünyan, Develi, Aziziye (Pınarbaşı) olmak üzere 5 kaza, 21 nahiye ve 314 köyden ibaretti.

Bugün ise, Kayseri ilinde Akkışla, Bünyan, Develi, Felahiye, Hacılar, İncesu, Kocasinan, Melikgazi, Özvatan, Pınarbaşı, Sarıoğlan, Sarız, Talas, Tomarza, Yahyalı ve Yeşilhisar olmak üzere 16 ilçe, 46 kasaba (belde) ve 441 köy bulunmaktadır.